Fosil yakıtların yanması sonucu oluşan yağışlara asit yağmurları denir. Endüstriyel sektörde süregelen faaliyetlerin sonucunda ortaya çıkan enerji tüketim fazlalığı olan yerlerde yakıt için kullanılan kömür, petrollerden ortaya kükürt ve azot gazları ortaya çıkmaktadır. Bu gazların açığa çıkmasıyla bulutlardaki buharla tepkime oluşturarak nitrik ve sülfirik asit oluşur ve oluşan bu asitler de yağmur, sis, kar ve çiğ gibi doğal olaylarla tekrar yeryüzüne yağar. Normal yağmurların pH değeri 5,6 olarak belirir. Bu değerin altında olması halinde yağışlar asit yağmuru olarak ortaya çıkar.
Daha çok sanayi devriminden sonra azot ve kükürt gazlarının atmosferde birikmesi sonrasında daha çok hissedilir hale gelmiştir. İngiliz R.Angus Smith hava kirliliği ve asit yağmurları arasında oluşabilecek bağlantıyı fark ederek sanayinin de bunun oluşmasında çok fazla etkisi olduğunu belirtmiştir. Asit yağmurları sadece bulunduğu bölge değil birçok yerde oluşabilmektedir. Doğu Avrupa, Çin ve Rusya da fosil yakıtların aşırı kullanımı sonucunda asit yağmurları birçok ülkeyi etkilemiştir. 160 ülkenin katılımı ile1997 yılında ‘’Kyoto Protokolü’’ imzalanarak; azot ve kükürt salınmasını 1990 yılında bulunan düzeye indirilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Çin bu protokole sıcak bakmayarak, sanayisinde aynı şekilde devam etmiş ve bu suretle azot ve kükürt salınımı Japonya’da yoğun asit yağmurları oluşmasına neden olmuştur. Bu yüzden Japonya’nın tarımına zarar vermesi Japonların her sene ücretsiz bir şekilde Çin’e baca filtresi vermesi ile sonuçlanmıştır. Asit yağmurları; motorlu araçlar, fabrika ve termik santral gibi insanlarla ilişkili olarak ortaya çıkmasının yanında doğal olarak yanardağların faaliyetleri sonucunda da oluşabilmektedir.